Press Release-1
Hacet
15 EYLÜL - 20 EKİM 2006
15 SEPTEMBER- 20 OCTOBER
Şair Eşref Sokak, Tenha Çıkmazı No:13
Galata/İstanbul
Kuratör/Curator:
Fatih Balcı
Sanatçılar/Artists:
Albert Oehlen-Olbrist
Anne Marie
Christiane Chaponniere
Coşkun Sami
Fatih Balcı
Ferruh Alışır
Guo Guangyi
Heather Spafford
Nilde Şafak
Peter Crumpler
Sibel Balcı
Şinasi Güneş
This exhibition is the result of a hacet(necessity). This is an exponential hacet for us. We are bringing up a feeling of annoyance and dissatisfaction in ourselves. We think that there is something wrong, that we live a fake life and retreat ourselves from real needs, relationships, and things. We have had enough of this factitiousness, simulation world in Bausrillard’s sense.
We are angry against all these. But no, we are not leaving ourselves to a blind anger. We would like to think about the reasons of our experiences, wander around them and examine them carefully before we turn them into corpses.
We have a lot of things to say on what we call art. “Art” which was an invention of thw 18th century has lots all its ideals in time. Currently it is trying to play itself in space. It is acting as if it is existent in its absence. . Art has covering almost everything when there are no measures and is expanding endlessly with the vertigo created by its absence.
This factitiousness, and this simulation are not only observed in art. It exists in institutions, relationships, ethical values, and in every step of our daily lives. Indicating contents of politics, art, sports, sexuality, science, friendship, love, neighborhood are all broken into pieces.
It is exactly a state of hacet. There is a need to re-transcribe the relationship of player-played, in other words a need to cancel the “as if” state. Of course a single removal process will not be sufficient for us. There is a need to put forward the alternative realities, positive utopias, possibilities, chances and suggestions.
I believe no one will say “why is it needed? ”.
Fatih Balcı
BASIN BİLDİRİSİ–1
Hacet
15 EYLÜL - 20 EKİM 2006
15 SEPTEMBER- 20 OCTOBER
Şair Eşref Sokak, Tenha Çıkmazı No:13
Galata/İstanbul
Kuratör/Curator:
Fatih Balcı
Sanatçılar/Artists:
Albert Oehlen-Olbrist
Anne Marie
Christiane Chaponniere
Coşkun Sami
Fatih Balcı
Ferruh Alışır
Guo Guangyi
Heather Spafford
Nilde Şafak
Peter Crumpler
Sibel Balcı
Şinasi Güneş
Bu sergi bir hacetten ortaya çıktı. Bizim için gittikçe büyüyen bir hacet hali bu. İçimizde gittikçe artan bir sıkıntıyı ve tatminsizlik duygusunu büyütüyoruz. Yanlış bir şeylerin olduğunu, sahte bir hayatı yaşadığımızı, gerçek ihtiyaçlardan, ilişkilerden, şeylerden uzaklaştığımızı düşünüyoruz. Bu gerçek dışılıktan, Baudrillard’cı anlamda bu simülasyon dünyasından, bu köklerinden koparılmışlıktan bıktık.
Tüm bunlara öfkeliyiz. Ama hayır, kör bir öfkeye bırakmıyoruz kendimizi. Yaşadıklarımızın nedenlerini düşünmek, etrafında gezinmek , onu kadavraya çevirmeden gözden geçirmek istiyoruz.
Sanat dediğimiz şey üzerine söylenecek şeylerimiz var öncelikle. 18. yüzyılın bir icadı olan “Sanat” kavramı, tüm ideallerini zaman içinde yitirdi. Şimdi ise bir boşlukta kendini oynamaya çalışıyor. Yokluğunda varmış gibi yapıyor. Ölçütün olmadığı yerde sanat her şeyi kapsıyor; kendi yokluğundan oluşan baş dönmesiyle sonsuz genişliyor.
Bu gerçek dışılık, bu simülasyon sadece sanat alanında mevcut değil. Kurumlara, ilişkilere, ahlaki kavramlara, günlük hayatımızın her noktasına kadar işlemiş durumda. Politika, sanat, spor, cinsellik, bilim , dostluk, aşk, komşuluk tüm bunların bilinen gösterge içeriği çoktan parçalandı.
İşte bu tam bir hacet hali. Bu olguların gösteren-gösterilen ilişkisinin yeniden deşifre edilmesine, yani “mış” gibi halinin iptal edilmesine hacet var. Elbet yalnızca bir sökme işlemi bize yetmeyecektir. Alternatif gerçekliklerin, pozitif ütopyaların, olanakların, olasılıkların, önerilerin ortaya konması da gerekiyor.
Sanırım kimse “buna ne hacet vardı” demeyecektir.
Fatih Balcı
Press Release-2
Hacet
15 EKİM - 10 KASIM 2006
15 OCTOBER - 20 NOVEMBER
Şair Eşref Sokak, Tenha Çıkmazı No:13
Galata/İstanbul
ART BİT THE DOG:
Existence of the exhibition in its absence.
Named of ‘ HACET’ current of exhibition ended between 15 october and 10 november. it’s time to explain that some people realized some odd things at the beginning of the exhibition.
In fact that we never hoped nobody except for a few people to be interested or saw.Because , our experiences show us that will be as usual.But we should say more people interested in exhibition than we hoped.We’ll say meaning of the strange notice that people tries to understand before ending their patience ;This exhibition was planned to exist its nonexistence .coming people to see the exhibition thought in amazement and angrly, neither there is an exhibition like that near a place.Exhibition existed in in slippery surfaces of communication organs.At the beginning of the exhibition opens up the current ways to exist itself on this nonexistence . İt’s open that the exhibition was a showing symptoms of the false illness. Nowadays, this was an artistic work should have all symptoms for existing(press, press release, mails, bills, web sites, publication…)but it’s not obvious. In fact that it was edited like the other exhibition to show itself off. Now , a new dimension was added to art ontology ; Circulation . One difference of this work was that the reality was exhibited in nakedness.One way of being exhibited that took it to the point of its sence untill being seen the plot.
Nowadays , there isn’t any working that doesn’t target or calculate the communication organs, or artistic objects in this plane have to exist and wiped themselves exactly.This situation can transform to obligatory excuse of artistic object but this isn’t confessed.
This situation is a conculation of named of artistic object with falls in to disfavor and becomes ineffection..also work of art and exhibitions that are supported from society of consumption even excess and is useless habit..But world of art’s all components have to feel underneath handy this emty skin so they can last their existence even line of work.
We don’t think only we feel uncomfortable from this illusion. Most of people observes these circumtances. It’s possible that hear complaints about it hoarsely in our environment. But nobody has need to imagine readily this situation untill today or waited for us that this work of art is taken shape with our colleaque’s warns.
The people that calling the exhibition and saying to discover nothing should ask really to discover or not anything to themselves. If they ask this, they can understand that maybe struggles are of no use or not; How many exhibitions have we discovered anything more than this?
Fatih Balci 12 th november 2006
BASIN BİLDİRİSİ–2
Hacet
15 EKİM - 10 KASIM 2006
15 OCTOBER - 10 NOVEMBER
Şair Eşref Sokak, Tenha Çıkmazı No:13
Galata/İstanbu
SANAT KÖPEĞİ ISIRDI:
YOKLUĞUNDA VAR OLAN SERGİ
15 Ekim -10 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen “ Hacet” adlı Güncel Sanat Sergisi sona erdi. Serginin başından itibaren bazı kişilerin farkına vardığı tuhaflıkları açıklamak zamanıdır şimdi.
İşin esası biz sergiyi birkaç kişinin dışında kimsenin gezmesini ya da aramasını beklemiyorduk. Çünkü deneyimlerimiz bize bunun böyle olacağını göstermekteydi. Ama düşündüğümüzden daha fazla kişinin sergiyle ilgilendiğini söylememiz gerekiyor.
Bu tuhaf bildirinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışanların sabrını taşırmadan şunu söyleyelim: Bu sergi bir şeyi yokluğunda var etmenin biçimlerini ortaya koymak üzere tasarlanmıştır. Sergiyi gezmeye gelenler biraz hayret ve kızgınlıkla şunu gördüler, ne böyle bir sergi vardı ne de böyle bir mekân. Sergi tamamen iletişim organlarının kaygan yüzeylerinde var olmuştu. Sergi başından itibaren bu yokluk üzerinde kendini var etmenin güncel yollarını deşiyordu. Sergi kendisiyle ilgili tüm belirtilerin ortada olduğu sahte bir hastalığın teşhiriydi. Günümüzde bir sanatsal çalışma için var olması gereken tüm belirtilerin olduğu (basın duyurusu, mailler, afiş, web sitesi, yayınlar…) ama kendisinin ortada olmadığı bir çalışmaydı bu. Tıpkı aslında sadece iletişim organlarında boy göstermek üzere kurgulanan diğer sergiler ve çalışmalar gibi. Sanat ontolojisine şimdi yeni bir boyut eklendi: Dolaşım. Bu çalışmanın farkı bu gerçeğin tüm çıplaklığıyla sergilenmiş olmasıydı sadece. Bunu sergilemenin yolu ise olguyu görülebilir oluncaya kadar kendi mantığının uçlarına götürmekti.
Bugün iletişim organlarını hedeflemeyen ve hesaplamayan hiçbir çalışma neredeyse olmadığı gibi; sanatsal nesneler bu düzlemlerde kendini var etme zorunluluğuyla kendilerini ortadan tamamen kaldırabilmektedirler. Bu durum sanat nesnesi zorunlu bir bahaneye dönüştürebilmekte, ama bu itiraf edilememektedir.
Bu durum sanat nesnesi denen şeyin gittikçe gözden düşmesiyle ve etkisizleşmesiyle varılan bir sonuçtur. Tüketim toplumunun desteklediği bu süreçte sanat eseri de, sergiler de artık birer fazlalık, geçmiş zamanlardan kalmış içi boş bir alışkanlıktır. Ama sanat dünyasının tüm öğeleri, varlıklarını sürdürebilmek için, inanmasalar da içi boş bu kabuğu el altında tutmak zorunda hissetmektedirler kendilerini. Sistemin işlerliğini sürdürebilmek için devam ettirdiği bir gösteri bu.
Böyle bir yanılsamadan bir tek bizim rahatsız olduğumuzu sanmıyoruz. Birçok kişi bu durumu gözlemliyor. Bu duruma ilişkin şikâyetleri, kısık sesle de olsa çevremizde duymak mümkün. Ama bu durumu gözler önüne serme isteğini bugüne dek ya kimse duymadı ya da bu mesele bizim gibi birilerini bekledi. ( ki bu çalışma dostlarımızın uyarıları altında biçimlenmiştir…)
Sergiyi arayıp hiçbir şey bulamadıklarına inananlar öncelikli olarak gerçekten bir şey bulup bulmadıklarını sormalılar kendilerine. Şu soruyu sorarlarsa belki çabalarının boşa gitmediğini anlayabilirler: Kaç sergide bundan daha fazlasını bulduk ki?
BASIN BİLDİRİSİ–3
Hacet
15 EKİM - 10 KASIM 2006
15 OCTOBER - 10 NOVEMBER
Şair Eşref Sokak, Tenha Çıkmazı No:13
Galata/İstanbul
DOĞRU OKUMA KILAVUZU
15 Ekim -10 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen “ Hacet” adlı Güncel Sanat Sergisi üzerine gönderdiğimiz 2. Basın Duyurusu’nda bu serginin aslında sadece iletişim organlarının yüzeylerinde gerçekleştiğini bildirdik. Serginin üç boyutlu bir gerçekliğinin olmadığını bildirdiğimiz bu duyurunun ardından tepkileri almaya başladık. Buna memnunuz; eğer bir tepki olmasaydı ümitsizliğe kapılacaktık.
Doğrusu biz bu çalışmayı düzenlerken, rahatsızlık duyduğumuz ve deşifre etmeye çalıştığımız olguyu diğer sanatçıların ve izleyicilerin de paylaştığını düşünüyorduk. Aldığımız ilk tepkiler bunun böyle olduğunu onayladı. Ama gelen iki ileti yeni bir açıklama zorunluluğunu getirdi. Birincisi Hakan Akçura’nın iletisidir ve getirdiği katkılar ve uyarılar için bizim için önem taşımaktadır. İkincisi Evrim Altuğ’un sitem ve kızgınlık dolu iletisidir; bu da Akçura’nın uyarılarının doğruluğunu göstermektedir. Bizim de aklımıza gelen ve içimizde tartıştığımız, ama risklerini göze aldığımız konuların gerçekleştiğini görüyoruz.
Öncelikli olarak bu çalışmanın sorumluluğunun tamamının şahsıma ait yani Fatih Balcı’ya ait olduğunu bildirmeliyim. Çalışmada yer alan sanatçılar Şinasi Güneş, Sibel Balcı ve diğer gerçek isimler etkinliği desteklemişlerdir. Oluşacağı anlaşılan yanlış anlamaları önlemek ve çalışmanın asıl hedefinin dışındaki hedeflere yönlendirilmesinin önüne geçmek üzere bazı açıklamalar yapmak gerekmektedir.
-
Öncelikli olarak burada asıl hedeflenen kültür sanat sayfalarını yapmaya çalışan muhabir veya editörleri eleştirinin asıl merkezine almak değildir. Buralarda çalışanların özveriyle bu işi yaptığının farkındayız. Üstelik bir yönüyle, birçok gazetenin kültür sanat sayfası yapmaya gerek dahi duymadığı bir zamanda bu işlerin peşinden koşmanın ve uğraşmanın takdir edilecek bir şey olduğunu söylemeliyiz. Amacımız bu alandaki insanların çalışma arzusunu ve isteğini köreltmek değildir. Kimsenin iyi niyetini cezalandırmak amacında değiliz. Ama bu getirdiğimiz eleştiri içinde nasıl ki üretimde bulunan sanatçılar kısmında kendimizi eleştiriyorsak, sistemin bir bacağını oluşturan medyadaki arkadaşlarımızın da bu bakış açısından pay aldığını ve kendisini sorgulaması gerektiğini düşünüyoruz. Bir şeylerin yanlış gittiği ortadadır. Bu görmezden gelinemez.
-
Bu çalışma ye da etkinlik bir fikir olarak netleştiğinde, Fransız kökenli UltraLab adlı sanatçı inisiyatifinin 'asılsız sergi davetiyeleri ve haberleri’nden bihaber olan Fatih Balcı (ki bu tamamen kendisinin yetersizliğidir), çalışmayı hayata geçirmek için harekete geçtiğinde ve yolu yarıladığında arkadaşlarından aldığı uyarılarla bu çalışmadan haberdar olmuştur. Bu anlamda bir tırtıklamanın söz konusu olmadığı söylemeliyiz. Bu sadece benzer düşünce biçimlerinin birbirinden habersiz geliştiğini ve sorunun yerel bir mesele olmadığını göstermektedir. Bu etkinliğin ileri düzeyde orijinallik arzusu etrafında şekillenmediğini de söylemek gerek. Sözü başlatan olmak ne kadar anlamlı ki? Biz gereklilikler (hacet) ve değerler üzerinden yürümeyi tercih ediyoruz. Daha önce yapılmış bir çalışmanın kendisinin ya da benzerinin üretilmesinin, kendi bağlamına oturtulduğunda bir sakınca bulunmamaktadır. Hatta katkısı olduğu söylenebilir.
-
Etkinliğin temel amacı gözden uzaklaştırılmamalıdır. Amaç yaşanan yanılsamayı, sahte olanı ortaya koymak ve bunu tartışmayı açmaktır. Şunu gözden kaçırmayalım, eğer biz bir ikinci bildiriyle böyle bir serginin olmadığını açıklamasaydık, çok büyük bir olasılıkla kimse bu etkinliğin aslında olmadığını anlayamayacaktı. Bu şekilde birçok çalışma üretmek mümkündü ( eğer böyle bir yol tuttursaydık sonuçlar daha vahim olabilirdi). Burada, bir çalışmanın gerçekliği olmadan medya üzerinde dolaşıma girebilmesinin soruşturulması önemli olduğu kadar, daha önemlisi bunu ( izleyiciler de dâhil ) kimsenin fark etmemesidir. Artık bu neyin yokluğuna karşılık geliyorsa, bu yoklukta konuşmak mümkün olmaktadır. Bugün sanat nesnesine gerek duyulmadan sanat üzerinde konuşulabilmekte, daha kötüsü sanatsal çalışmalar bu tartışmayı ve dolaşımı üretebilmek için kerhen oluşturulabilmektedir. Ama daha önemlisi bu durum görmezden gelinmekte ve her şey yolundaymış gibi davranılmaktadır.
Yaptığımız bu açıklamanın geri bir adım olarak algılanmamasını ümit ediyoruz. Söylediklerimizin ardındayız. Bu açıklamanın amacı tartışmanın doğru bir eksen üzerinde kalmasını sağlamaktır. Gerçekleştirilen etkinlik gerçekten bir işe yarayacaksa bu ancak onu yolunda tutmakla mümkün olacak.
Fatih Balcı